AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU (1894 – 1973)
“Karaca” lakaplı Ahmet adında bir çiftçinin oğlu olarak, Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde 1894 yılında dünyaya geldi.
1901 yılında Sivas’ta daha önce iki kız kardeşinin ölümüne neden olan çiçek hastalığı nedeniyle gözlerini kaybetti.
Veysel’in babası Ahmet bey tekke ile sıkı ilişkileri olan şiire merakli birisiydi. Veysel’in gözlerini kaybetmesinden dolayı duymuş olduğu üzündüğü hafifletebilmek için ona saz aldı ve kendisi de halk ozanlarından şiirler okuyarak Veysel’in ezberlermesini sağladı. İlk saz dersini de babasının arkadaşı olan Çamışıhlı Ali Ağa’dan aldı.
Seferberliğin başlamasıyla Aşık Veysel’in kardeşi Ali ve arkadaşları cepheye gittiler. Aşık Veysel iyice yanlız kalmıştı. Annesi ve babası ileride onun yanlız kalması düşüncesinden korkarak akrabalarından Esma adında birisi ile onu evlendirdiler.
Bu evlilikten bir oğlu oldu. Ancak doğumundan on gün sonra oğlunun ölmesinin üzüntüsünü atamayan Aşık Veysel daha sonra anne ve babasını da ölümüyle yıkıldı.
Aşık Veysel seneler sonra Hafik’in Karayaprak köyünden Gülizar adlı bir kadınla evlendi
Sivas Lisesi edibiyat öğretmeni olan Ahmet Kutsi Tecer 1931 yılında arkadaşları ile birlikte “Halk Şairlerini Koruma Derneği”ni kurdular. Dernek’te 1933’e kadar usta ozanların şiirleri çalınıp söylendi. Cumhuriyet’in 10.yıldönümü olan bu tarihte tüm hak ozanları Cumhuriyet ve Mustafa Kemal Atatürk için şiirler yazdılar. Aşık Veysel’de bunların arasındaydı. “Atatürk’tür Tirkiye’nin ihyası / Kurtardı vatanı düşmanımızdan / Canını bu yolda eyledi feda / Biz dahi geçelim öz canımızdan” dizeleriyle başlayan şiirini nahiye müdürü olan Ali Rıza bey çok beğenir ve “Ankara’ya gönderilm” der. “Ata’ya ben giderim” diyerek arkadaşı İbrahim ile yola çıkar. Destanı Atatürk’e vermek ve okumak kısmet olmaz. Ancak Hakimiyet-i Milliye (Ulus) basımevinde destan gazeteye verilir ve üç gün boyunca yayınlanır.
Bundan sonra Aşık Veysel’in yazmış olduğu şiir tüm ülkede çalıp söylenmeye başlar.
Türkiye’nin kültür yaşamına damgasını vurmuş birçok sanatçı ile tanışma olanağı bulduğu birçok Köy Enstitülerinde saz öğretmenliği yaptı. Türkiye Büyük Millet Meclisi, özel bir kanun çıkartarak 1965 yılında “Anadilimize ve milli birliğimize yaptığı hizmetlerden ötürü” Aşık Veysel’e 500 lira aylık bağladı.
Doğduğu köy olan Sivrialan’da 21 Mart 1973 günü öldü.